Adam 3 yaşındaki kızını, gayet pahalı bir hediyelik kaplama kâğıdını ziyan ettiği için azarlamıştı. Küçük kız, koskoca bir paket altın yaldızlı kâğıdı bir kutuyu eğri büğrü sarmak için kullanmıştı. Yılbaşı sabahı küçük kızı, paketi getirip:
- Bu senin babacığım, dediğinde çok üzüldü. Acaba gereğinden fazla mı tepki göstermişti kızına. Bir gece evvel yaptığından utanarak, kutuyu açtı. Fakat kutunun içi boştu. Kızına gene çıkıştı:
- Birisine bir hediye verdiğinde, kutunun içinde bir şey olması lazım. Bunu da mı bilmiyorsun küçük hanım?
Küçük kız gözlerinde yaşlarla babasına baktı:
- O kutu boş değil ki baba! İçini öpücüklerle doldurmuştum!
Babası o kadar çok üzüldü ki koştu, kızına sarıldı. Beraberce ağladılar. Adam o kutuyu ömrünün sonuna kadar sakladı. Ne zaman keyfi kaçsa, ne zaman morali bozulsa, ne zaman kendini kötü hissetse, kutuya koşar, içinden minik kızının sevgi ile doldurduğu hayali öpücüklerden birini çıkarırdı.
Sevgi, gözle görülemeyip de en iyi hissedilen ve insana kendini en iyi hissettiren şeydir.
Sevgi, çocuğun duygusal hayatının gelişmesi için gıdadan, yeme ve içmeden daha önemli bir faktördür. Bundan dolayı başta anne baba olmak üzere bütün büyüklerin ve eğitimcilerin küçüklerle olan münasebetlerinde gözetmeleri gereken temel esas, onlara gösterilecek sevgi, şefkat ve tabi ki saygıdır. . Nasıl ki çocuklarınız koşulsuz sevginin anlamını sizlerden öğreniyorlar, adını koyamasalar da içlerinde hissediyorlarsa, öz saygılarını kazanmayı da, başkalarına karşı sevgi ve saygıyı da sizlerden görerek öğreneceklerdir.
Çocuklarımıza olumlu davranış kazandırmanın ilk ve en önemli şartı, onlara içtenlikli ve koşulsuz olarak sevgimizi sunmaktır. Daha ilk aylardan itibaren Anne kucağının sıcaklığı ve kokusu ile sevildiğini anlayan insan yavrusu, hayata kendisine tutulan sevgi aynası ile bakmaya başlayacaktır. Sevgi ortamı içersinde büyüyen çocuk ilerleyen yıllarda karşılaşacağı sorunları yine sevginin yardımıyla çözecektir. Sevgi dışında uygulanan diğer yöntemler ise sorunları sadece günübirlik çözecek. Bu problemler zamanla birikecek günün birinde daha büyük bir sorun olarak karşımıza çıkacaktır.
Çocuklar, sadece sevgi değil, saygı da bekler. “Çocuktur anlamaz, çocuktur unutur gider” düşünceleri bu çağda çok da gerçekçi değil. Çünkü iyiyi de kötüyü de görebilecekleri öğrenebilecekleri o kadar çok şey var ki…Beş yaşında evde, yedi yaşında okulda sevgi ve saygı görmeyen çocuğa saygıyı öğretmek mümkün olmaz. Saygıyı ve sevgiyi görürse, ancak saygı sevgi gösterir.
Sevgi dolu, saygılı çocuklar için sizlere önerilerimiz;
İdeal anne ve babalar çocuğun ihtiyaçlarını sezen, onlara uygun cevaplar veren, aşırı hoşgörülü veya katı olmayıp, çocuğa karşı esnek bir yaklaşım içinde olan, davranışlarında belirli bir devamlılık ve kararlılık sağlayan, karşı çıkmadan önce her zaman çocuğun isteklerini dinleyen ana-babalardır.
Sağlıklı bir eğitim anlayışı ise, öncelikle çocuklarımıza “koşulsuz sevgi”, “hoşgörü” ve “doğru bir disiplin anlayışı”yla yaklaşmamıza ve onlar için “etkili bir model” olmamıza bağlıdır.
Yaşamda sevgi boşluğunu dolduracak, onun yerine geçebilecek başka bir şey gösterilemez.
Nasıl tüm ağaçların güneşe, suya veya çevreden edinecekleri besinlere gereksinimleri varsa, tüm insanların da kendi çevrelerinden edinecekleri güvene ve sevgiye gereksinimi vardır.
Sevgi dolu bir dünyada hoşgörü ve saygıyı yitirmeden yaşamak dileğiyle…