Vaktiyle ülkenin birinde çok korkunç bir ceza şekli vardı. Halk ve padişah suçlu buldukları insanları, aç aslanlara yedirirlerdi. Cezanın verilmesine ortak olan halk, toplanarak bu korkunç manzarayı seyrederdi. ...
O günkü suçlu, bir gün efendisinin yanından kaçan bir köleydi.
Arena dedikleri yüksek duvarlarla çevrili bir meydanın ortasına suçlu olan köleyi diktiler. Üzerine on günlük aç bıraktıkları bir aslanı salıverdiler.
Zavallı adamın üzerine hırsla saldıran aslan birden durakladı ve kölenin ellerini yalamaya başladı. Bu ilginç olay karşısında hayretler içinde kalan halk köleye bunun sebebini sordular.
Zavallı köle şunları söyledi: Bir gün ormanda gezinirken bu aslana rastlamıştım. Pençesine sivri bir diken batmıştı ve zavallı hayvan olduğu yerde inleyip duruyordu.
Yanına giderek pençesindeki dikeni çıkarınca onunla dost oldum.
İşte aslan bunun için yanıma gelince ellerimi yalamaya başladı.
Olayı dinleyen halk bu esrarengiz olay karşısında çok şaşırdı ve duygulandı. Bu olaydan sonra halk ve padişah köleyi de aslanı da serbest bıraktı.
Halk ve padişah kölenin peşinde aslanın uysal bir kedi yavrusu gibi dolaştığını hayretle ve hayranlıkla seyrettiler.
Hikayeden de anlaşılacağı üzere, merhamet ve yardımseverlik mutlu bir hayat için oldukça önemlidir.
Zaman zaman çocuklarınızla ilgili şu düşüncelere kapılıyorsunuzdur:
Bu çocuk yanlış davranışı akabinde pişmanlık hissetmiyor
Bu çocuk hayâsızca davranıyor, yüzü kızarmıyor
Bu çocuk yalan söyleyerek başkasını kandırıyor, suçluluk duymuyor
Bu çocuk bahçedeki karıncayı ayaklarının altında eziyor, acımıyor üzülmüyor
Bu çocuk kardeşini hırpalıyor içi sızlamıyor
Tertemiz bir çocuk nasıl olurda böyle davranıyor?
Ektiğimiz merhamet tohumları neden çiçeğe dönüşemiyor, zayi oluyor.
Diye kendi kendinize soruyorsanız, Bunun nedeni çocuğunuzda merhamet duygusunun kendiliğinden gelişmesini bekliyoruz da ondan.
Merhamet model alınarak öğrenilir. Yani çocuk anne ve babasını kopyalar. Bir örnek size. Anne gece bebek bakmış uykusuz, akşama misafirleri var. Bebek mutfak ve diğer çocuğu arasında koşuşturuyor. Annenin yardıma ihtiyacı var. Baba ise evde ama başka bir âlemde. Televizyonun başında yani asli mekânında. Saat ilerliyor, anne bunalıyor, canı sıkılan çocuk serzenişe geçiyor. Ardından, mutfaktan gelen şaaap diye bir sese ağlama sesi eşlik ediyor.
Bu babanın ve annenin bir gün evladından hangi merhamet davranışını beklemeye hakkı var acaba?
Yumuşaklık, bulunduğu şeyi süsler, bulunmadığı şeyi ise çirkinleştirir.
Başka bir kesit. Anne evi temizlerken bulduğu haşeratı alıp dışarı atmıyor.
Çocuğun gözü önünde nezaketsizce bastıra bastıra öldürüyor. Kendinden geçiyor adeta. Bir başkasının canına ve yaşama hakkına saygı duymuyor yani. Ama kendine saygı duyulmasını istiyor!
Şiddet¸ öfke¸ saldırganlık¸ haksızlık¸ zulüm gibi insanı yok eden davranışları engelleyecek¸ ilişkilerimizin temeline sevgi ve yardımlaşmayı koyacak duygulardan biri de merhamet duygusudur.
Merhamet duygusunu çocuklara kazandırmak için anne baba olarak nelere dikkat etmelisiniz: